15 Ekim 2012 Pazartesi

Değişen bir şeyler yok!

Selam ben geldim. Yazamadım biraz yoğundum da bu aralar..En son bişey anlatıyodum di mi ben ? Ne dedim çocuğun yanına gitmiştim ya hani.İşte öğlen sonuydu bu salak arkadaslarıyla kahvaltı yapıyodu o gün. Gittim oturdum öyle sessiz sünepeler gibi sesim çıkmıyo benim.Neyse bunun arkadasları kahvaltılarını yapınca kalktı salaklar.Bu salakta geldi yanıma oturdu sırnaşmaya başladı bana hemen.Ben tabi hiç yüz vermiyorum yeni gelin gibi. -Noldu yine triplerdesin dedi.-puff ne trip yapcam sana ya bişi yok işte dedim.Mal bana bi kaç kere "triplerine katlanamıyorum" falan gibi bişi demişti o günden sonra kestim tripleri ben.İnsan bence birini seviyorsa onun herşeyine katlanır degil mi ? Yani en azından ben öyle yapıyorum. Beni bu zamana kadar mutlu edememiş , edemediği gibi sürekli kırmış bi insana bile tahammül ediyorum ben.Kırıldığım şeyleri bile içimi atıyorum.Ama bi ilişki böyle olmamalı ya! Herşeyi paylaşmak değil midir en önemli gerekliliği? Ben bi sıkıntımı sevgilimle konuşmayacaksam kimle konuşacağım? Yok arkadaş yok ben bu bebeyle evlenmem , evlenmemeliyim bundan bana koca olmaz! Anca kafayı kırarım ben sinirden...Aptal ,dengesiz denyo yaratık , çüko! Her seferinde her gidişimde yolda uzun uzun düşünüyorum bu kez yüz vermiycem,herseyi konuscaz,sorunları halledecez derken...Gidince yüz veriyorum bu salağa tabi kalkıyo iyice özgüveni aptalın.Bişeyde konusmadan derin düşüncelerle geri dönüyorum.Neyse bi gün kaldım ben sonra aksam üzere dönmek için yola çıktım.Giderkende akıllı dur biraz artık üzülmek istemiyorum dedim.Almaz almaz akıllıyım zaten ben dedi.Hay demez olaydım söz ver o zaman dedim.Benimki de laf işte. Bu zamana kadar her ayrıldığımızda sonra barışmak için -Bu kez son bak biliyorum bunu sana kac kere söyledim ama bu kez seni bırakmıycam, göreceksin.-Seni asla bırakmam sen benim hayatımın anlamısın yok bilmem ne bu sözlerle beni kandıran bi aptalsın sen.Gerçi aptal olan o mu ben mi orası biraz tartışılır. Ben senden daha neyin sözünü bekliyorum be gerizekalı şebelek! Bana ne dese beğenirsiniz."Artık prensip gereği söz vermiyorum ben :D ".Benim kafamda kayışlar koptu tabi.Doğru sen söz verme tutamıyorsun zaten dedim.Onada bir cevap vermedi salak bebe.Neyse ben döndüm geri.Günlerce pek konuşmadı ne aradı ne sordu.Arada bi gerizekalı whatsapptan bişiler yazıyordu.Hay kurmasaydım o whatsapp'ı ellerim kırılsaydı da.Bebe en azından arıyordu böyle olunca aklına eserse whatsapptan yazıyor.Bu teknoloji yüzünden oluyor herşey.Ne geliyorsa basımıza hep bundan. -Bi bakıyorum salak bebe facebooktan bi kızla arkadas olmuş (kızında belli zaten fake olduğu,kesin bizim bu salak ekliyo) - Aaa bak su
denyoya ya twitterdan kimlerle mentionlasmış ,kimleri takip etmiş - yok instagramdan kimlerin fotolarını likelamış Ben tabi bu konnekşına geçtiği kızların profillerini açıp saatlerce fbi ajanı ciddiyetinde inceliyorum.Hatta bi kaç kere yanlışlıkla bi kaç kişinin fotosunu beğendim , twitini favladım :( Bunlarla uğraştığım kadar derslere baksaydım kesin fakülte birincisiydim ben ya.Bu kadar ilgisizliğe, rezilliğe , sevgisizliğe rağmen herşeye katlanıyorum.Bu senenin sonuna kadar ben olması için zorluycam.Çünkü resmen onun için geldim ben bu salak yere.Daha bir ay olmadan ayrılamam. Hem arkadaşlarım ne der? O kadar söylediler bana o salak buna değer mi? O senin için ne yaptı bu zamana kadar? Yemin ederim sırf birileri bişey demesin diye , mutsuzluğu mu görmesinler diye, biz sana demiştik demesinler diye mutluluk oyunu oynuyorum.İçim içimi kemirsede bu çüko oğlana da bişey belli etmiyorum.Böyle öküzler yüzünden benim gibi kim bilir genç kız hayata küsüyo.Hadi desem karşımda ki Brad Pitt desen değil, Sabancının veliahtı değil,beni de çok sevmiyo, başarı desen yok kimbilir kaç yılda mezun olacak ( sabahlara kadar knight mıdır nedir o aptal oyunu oynuyo baska düşündüğü yok).Yani benim onla evlenme ihtimalim yok bi kere.Bu aptal ne zaman mezun olacak , ne zaman askere gidecek, iş bulacakta biz evleneceğiz.Hadi o kadar süre bekledim , pörsüdüm diyelim.Bu çüko kesin gider başka birini alır bende kız kurusu olur kalırım.Of Allah'ım off ben ne günah işledim de 3 yıldır bu kabustan uyanamıyorum sen bana yardım et.Düşünmekten ve üzülmekten kanser olcam yeminle sen yardım et bu akıl fukarası kuluna!

11 Ekim 2012 Perşembe

Hey diyeceklerim var..!

Uzun zamandır uğramıyordum buraya..Arada uğrayıp bazı bloglara bakmam dışında.Sonra aklıma bir şey geldi.Gerçek adımla yazdığım için çevremdeki insanlar blogumu biliyordu o yüzden bende blogumda bazı değişikliklere gittim.Çünkü gerçek anlamda içimi dökecek kimsem yok bari buraya yazıyayım dedim belki birilerinin yardımı olur ya da benim birilerine yardımım olur diye..Blogumda artık tamamen kişisel yazılar yazacağım.Şimdi size bir şeyler anlatmalıyım.Olaya nasıl ve nereden gireceğimi bilemiyorum. 2 yılı geçti biriyle beraberim adı "çüko" olsun.ama beraberim demek ne kadar doğru bilmiyorum.Çünkü bunun toplam 1 yılında ara ara ayrılıklar yasadık. En son 6-7 aylık bir ayrılığın ardından barıştık.Okul nedeniyle ayrı şehirlerde yaşıyorduk.Bende geçen sene sınava hazırlandım.Yaşadığım şehri sevmiyordum.İşte bu sürede bu çüko oğlanla ayrıydık.Sınava hazırlandığımı bile bile benden ayrılmıştı g*t lalesi.Sınav öncesinde başarılar bile dilemedi salak.Neyse ben sınava girdim iyi bi puan aldım falan derkeenn..Tercihler filan biz o ara barıştık ama o arada olaylar olaylar..Neler oldu.. Tercih dönemi bana baskı yaptı içten içten kendi şehrini yazayım diye neyse bende tamam dedim hep uzaktaydık pek olmadı yakın olursa belki iyi olur dedim.Bunun şehrini döşedim listeye.Hatta garanti olsun diye buna cok yakın baska bi sehride yazdım iyi mi şehir mi dedim köy burası köy yani.Tamam bölümümü seviyorum ama bu salak yeri ben nasıl yazdım hemde İzmir ,Adana ,Muğla vs. daha bi sürü güzel şehir geliyoken...Aramızda yarım saat 45 dk yol var.Neyse geldim ben buraya ertesi gün okula gittim bu çüko bana deli gibi mesaj atıyo "buraya gel seni çok özledim" daha neler neler. Opsss dedim yaa Allah ım sen nelere kadirsin dedim daha ilk günden bi mutlu oldum bi mutlu oldum sormaaa.Benim kalbim liseli zilliler gibi küt küt hani.Hemen çıktım dersten.Bir güzel hazırlandım düştüm yollara.Gittim bunlan bir güzel sarıldık biz ohh mis ben havalardayım.İlk gün güzel geçti.Bende sanıyorum kii her zaman böyle geçecek. Lan dedim yine dört ayağımın üzerine düştüm oha çok mutluydum lan.Neyse uyumadan önce ben bu dötoşa seni seviyorum ben ya falan bişiler zırvaladım o an onu nasıl dedim ben bilmiyorum hay aklıma sıçayım bi çuval inciri berbat ettim hani şunu biliyorum ki seni seviyorum deyince bu herkesin özgüveni fena kalkıyo.Neyse sonra farkettim bu bana deli gibi aşık olduğunu bensiz yapamadığını sürekli zırvalayan oğlan bana en azından -bende demedi arkadaş.Hay lanet gele dedim kendime.Neyse ertesi sabah kalktım okuluma gittim.Falan bu dötoş beni aramıyo sormuyo arada bir whatsapp mıdır nedir o zırvalıktan bişiler zırvalıyo.Yazdığı en güzel şey ise "napıyon la gerizekalı". Benim devreler yanıyo hani ama çaktırmıyorum "iyidir salak senden naber" diyorum. Aslında ben bundan o aralar biraz soğudum bi kaç biseyini yakaladım söyledim ama içten içe nasıl kin gidiyorum gençliğim hapislerde geçecek bilmesem orada bi cinayet işleyecem.Neyse hafta sonu geldi çattı bu lanet yerde sıkılıyor bu bebe beni çağırmıyo. Başta "aşkım haftasonları burda olursun ne yapacaksın orda" diyodu döt kafalı.Şimdi sesi çıkmıyo malın.Neyse cumartesi öğlene doğru napıyosun, gelmiyo musun buralara falan dedi.Bende dötü yüksek tutacam ya hani yok ya napayım orda dedim.Ama içimi bildiğin fındık fareleri nasıl kemiriyo.Salak da ısrar etmiyo .Erkek dediğin biraz sert olacak masaya vurdu mu o masa zıplıycak arkadas..Neyse sesi kesildi.Bi saat sonra dayanamadım."Ben çok sıkıldım yaa oraya geliyorum" dedim.Çüko da "gel aşkım " dedi.Hah dedim yaa çocuk gelmemi istiyomuş kendime kafa atcam çocugun günahına girdim diye.. Halim kalmadı şimdi devamını yarın anlatayım olur mu canım?

26 Temmuz 2012 Perşembe

Sezen Aksu -Dua


Hani bazen Sezen insansa biz neyiz diye düşünmüyor değilim...Dinleyin dostlar sonra sorgulayın..Hayatı , yalnızlığımızı , tükenmişliğimizi, zamanın ne kadar hızlı aktığını vs.vs... 



Benden öğrenci olur mu?

Bu satırlarımı ders çalışmaktan sıkılmış daha doğru ders çalışamamaktan sıkılmış olarak yazıyorum dostlar..Yaz okulundayım bildiğiniz üzere kendileri Çin işkencesinin değişik bir versiyonu olurlar.Yarında ilk vize sınavım var....Hem de matematik..Neyse kaç gündür başladım başlayacağım derken son gün geldi çattı..Tabi benim eteklerde tutuşmaya başladı o kadar konu var.Pek umudum yok ama sabahlamayı düşünüyorum..Bazen düşünüyorum ki ben bu hayata ders çalışmaya gelmemişim o kesin.En son yaptığım şey..Onuda doğru düzgün yapamıyorum zaten...Benden bişeyler bekleyen ailem var..Ama olmuyorsa zorlama be Ilgın!?! diyen yok...
Şaka bir yana belkide memnuniyetsizliğim bu şehirden.. İstemediğim bir bölümü okumamdan..Off puff.. Neyse ben kalmayayım buralarda fazla..Türev'cim beni bekler..Herkese tavsiyem üniversite okuyorsanız sakın benim gibi bir öğrenci olmayın aman..!
                                     
                                                                                                                Sevgiler...


19 Temmuz 2012 Perşembe

Uuu Beybi!




Arada böyle beğendiğim kombinleri paylaşmayı düşünüyorum.İlerki zamanlarda kendi kombinlerimi paylaşıcam.Bu Mango'nun kombinlerinden.Sevdiğim bir tarz.Ayrıca önü kısa arkası uzun elbiselere karşı zaafım var sanırım.

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız, Onu gerçekten seviyorsunuzdur.. 

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Az...

Belki de, az çoktan fazladır.Belki de az,hayat ve ölüm kadardır!Belki de,seni az tanıyorum,demek,seni kendimden çok biliyorum,demektir.Bilmesem de,öğrenmek için her şeyi yaparım,demektir.Belki de az,her şey demektir.Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.

5 Temmuz 2012 Perşembe

Yaz Okulu mu Yaz İşkencesi mi?

Maalesef yaz okulum başladı.. Ama biraz sıkıntılı başladığını söyleyebilirim.Derslerimin hemen hepsi çakışıyor.Ve bazı dersleri alabilmek için Fen-Edebiyatla mühendislik arasında mekik dokuyorum.Birde erken uyanma sorunu var tabii.Erken uyunmak sorun değilde erken yatamıyorum ben.Cık cık cık her yolu denedim olmadı.. Neyse işte herkes tatil ,deniz, kum, güneş yaparken ben bir başıma Kayseri'lerde pinekliyorum.Havalarda bir soğuk bir soğuk ki.Hiç kalın yada uzun kollu bir şeyde almamışım yanıma üşüyoruzzz.Oysa ki annem valizime koyuyordu ben işte "yaz günü onları napcam yae "diye çıkardım valizden.Anneler herşeyi biliyor valla bak kadıncağızın içine doğmuş demek ki.. Neyse cezanı çek adam akıllı çalışsaydın kalmazdın yaz okuluna diyebilirsiniz. Abilerim ablalarım ben çalışmadım mı sanıyorsunuz. Çalıştım tabisi.. Ama işte okul derslerime değil..
 Neyse , ne diyordum? Yaz okulu başladı ve tek sınav değilmiş. Vizede varmış haftaya filanda vizeler başlıyor .O yüzden şimdiden başlamalıyım çalışmaya.Başta planım bir ay yatarım son 15 gün iyi bi calısırım gibiydi ama şu vize işi hayallerimi suya düşürdü...Bu derslerin hepsini vermeye mecburum.
 Neyse söylemek istediğim şu ki ;her işte kararlı olmak çok önemli.

3 Temmuz 2012 Salı

Tavsiye : Garnier Bb

Biliyorsunuz son günlerde reklamlarda da görünür oldu.Bende bir merakla aldım önce denedim mağazada hoşuma gitti.Garnier biliyorsunuz ki doğal ürünler hazırlıyor ; beni cezbeden buyduçBir hafta oldu bu kremi kullanalı sonuçlardan memnunum.Ben Watson's dan 16 TL'ye aldım.Cildimde pek fazla sorun yok.Arada bir tek tük çıkan sivilceleri saymazsak :) (Ürün nemlendirici olarak geçiyor.)Hem hafif kapatıcı ve parlatıcı etkisi olan , hem doğal , hem de güneş koruma faktörü olan bir krem kullanmak istiyordum ki BB tam istediğim gibiymiş.Bazen oluyor ki makyaj yaparken fondöten eksikliği makyajı basitleştiriyor , fondöten kullanmanız gerekiyor ama kullanmakta istemiyorsunuz açıkcası.Bu krem tam da böyle düşünenlere göre..Kapatıcı anlamında pek birşey beklemeyin bu krem özellikle genç ciltlere göre.Doğal hoş bir görünüm sağlıyor.Ayrıca kremin 2 farklı renk seçeneği var.Eğer kullandıktan sonra parlaklığı fazla gelirse pudrayla matlaştırabilirsiniz.Tavsiye ediyorum denemekte fayda var.

Sağlıklı Saçlar

  
 Malum ısıya bağlı şekillendirme, boya , açma işlemleri derken eminim hepimizin saçları resmen içler acısı.Bende  aynı sorunlarla baş etmeyi denerken bitkisel yollarla saçlarımı tekrar canlandırabilir miyim diye düşünürdüm. Boş zamanlarımda saçlara ne iyi gelir diye internetten araştırır oldum. Bütün birikimlerim sonucunda karar verdim ki bitkisel yöntemlerle hacimli saçlara kavuşabiliriz. 
Pamuklu çubuğu hint yağına bandırın ve dikkatli bir şekilde kirpiklerinize sürün.Dikkat edin çünkü gözlerinizi yakabilir.Hint yağını aynı zamanda saçlarada çok iyi gelir.Saçların uzaması için de etkili bir yöntem .Yalnız hint yağını biraz ısıtırsanız daha iyi oluyor.Isıtarak uygulamanız sonucu hızlandırıyor.
Saçlarınızın çabuk uzamasını istiyorsanız işte size bir tarif.bu tarif sayesinde saçlarınız daha çabuk uzayacak ve sağlık kazanacak.bunun için gerekenler:
1 küçük şişe kullandığınız şampuan
1 kapak çamterebentin
1 kapak fındık yağı
1 kapak badem yağı
1 ampul e vitamini (eczanelerde bemix satılıyor onu alabilirsiniz.)
Şampuanınızın içerisine bunları koyun.iyice özleşleştirin ve saçlarınızı bununla masaj yaparak yıkayın.saçlarınızın ne kadar sağlık kazandığını ve nasıl çabuk uzadığını göreceksiniz.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Kendinden geçecek kadar sevmişsen birini, (yani egonun üstüne çıkıp, gözü kara bir şekilde kendini boşluğa bırakmışsan); hayat denilen bu karmaşık oyunun, birinci levelini başarıyla tamamlamışsın demektir.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

İpekyol'dan Seçtiklerim =)

İpekyol'un ilkbahar - yaz kreasyonunu çok çook beğendim. Bence herkesin sevebileceği birçok şey var. Bence gidip bir göz atın derim. Ben tam anlamıyla bayıldımm! Renkler özellikle bu yazın trend renkleri.Her kadının gardrobunda siyah kurtarıcı bir elbise bulunmalı deriz ya; bence İpekyol'dan da bir kaç parça bulunmalı. Ayrıca bu senenin modası kot gömleği atlamamış İpekyol'da. Puantiye atlanmamış , şık blazerlar , lacivert-beyaz şıklığı , kahve -krem uyumu , birbirinden güzel tulumlar vs. gerçekten çok hoş..Hem günlük şıklığınızı tamamlayabilir ,hem de özel günler için kombinleyebilirsiniz.İşte bunlarda benim seçtiklerim..























9 Mayıs 2012 Çarşamba

Sıralayalım


  • Keske bende "hoşçakal" diyebilmeyi bilsem.
  • Geceleri erken uyumayı öğrensem ve sabahları erken kalkmayı.
  • İnsanlara onların sadece bir nesne olduklarını hissettirebilsem.
  • Hayatın sadece anı yaşamak olduğunu anlasam. dün yok yarın yok bugün var
  • İyi bir öğrenci olabilsem ,süreklilik göstersem.
  • Nargile içebilsem keske.
  • Kedi , köpek sahibi olabilsem
  • Kimin hakkımda ne düşündüğü umurumda olmasa.
  • Beni bir kere üzenleri görmezden gelebilsem.
  • Annemi anlayabilsem.
  • Hayata en baştan başlayabilsem
  • Kuralların aslında toplumun olmazsa olmazı olduğu farketsem.
  • Yaptıklarımın sorumluluklarını kaldırabilecek kadar "erdemli" olabilsem
  • Benim için değerli olanları kırmasam.
  • Bazı insanlara sadece gülüp geçebilsem.
  • Şu an yapmam gereken o şeyi yapabilmeyi istesem.
  • İnsanın kendisine yetebileceğini farketsem .
  • Kalbe yol bulabilsem.
  • Boşuna çaba harcamamak konusunda kesin bir yargıya varabilsem.
  • Kapıları tamamen kapatsam
  • Şevkat vermek yerine incitmeyi denesem.
  • Takıntılarımdan ve zaaflarımdan kurtulabilsem.
  • İyi olana şans versem.
  • Ne kadar uğraşsamda seninle bir sahilde kahvaltı yapmamızın imkansız olduğunun farkına varsam.
  • Babama layık olabilsem.
  • Fal merakından vazgeçsem de olacakların kendiliğinden olmasını beklesem.
  • Bazılarının aslında iyi ayak olmadığını anlasam.
  • Arkadaşların %90'ının kalıcı olmadığını bilsem.
  • Hayatta mantığı hep ön plana alabilsem.
  • Hayatta hiç bir şeyin aslında herşey olamayacağını farketsem.
  • İnsanların kendi mutlulukları için bizi feda edebilecekleri gerçeğini unutmasam.
  • Bu şehirden nefret etmek yerine bu şehri sevmeyi deneseydim sevebilirdim gerçeğini unutmasam.
  • Haksızlıklar karşısında mücadele etmeyenlerden uzak dursam.
  • Kimsenin kimseye muhtaç olmadığını kabul etsem.
  • Çok müzik dinlemenin aslında insanı incittiğini anlasam.
  • Hiç birşey uğruna özgürlükten vazgeçmesem.
  • Heyecanlı bir insan olmasam.
  • Bazı insanlarla oturup bir kahve içmekle birşey kaybetmeyeceğimi belkide kazanacağımı anlasam
  • Sadece kendimi düşünebilsem.
  • Zamanı biraz yavaşlatabilsem.
  • Bazı şeylerin geri gelmeyeceğini bilsem.
  • Kararlı olabilsem.
  • Hırslı ve kıskanç olabilsem.
  • Kimsenin umurumda olmadığını anlatabilsem.
  • Bazı insanlardan özür dileyebilsem.
  • Kimsenin beni tanımadığı bir yere gidip yeniden başlasam.
  • Sabah uyandığımda denizi görebilsem.
  • Korkularımla yüzleşsem.
  • Hayallerin sadece anı kurtardığını bilsem.
  • "Ben sana demiştim" diyenleri hayatımdan çıkarsam.
  • Keşkelerimden kurtulsam.
  • Büyüklerin genelde haklı olduklarını farketsem.
  • En azından bunları yapmayı bir denesem ?

20 Nisan 2012 Cuma

Sevgili olmayalım biz. Tüm gün konuşalım, hep birbirimizi özleyelim ama sevgili olmayalım. Balık tutalım sonra tuttuğumuz balıkları geri dökelim denize.. Birbirimize karışalım, kıskanalım, kavga edelim ama sevgili olmayalım nolur. Beraber gelecekle ilgili hayaller kuralım, saatlerce telefonda konuşalım, küselim birbirimize ama sevgili olmayalım biz.. Sinemaya gidelim, sahilde el ele dolaşalım ama sevgili olmayalım. Sen başka kızlarla konuşma, ben başka erkeklerle konuşmayayım tek biz olalım ama sevgili olmayalım. Bak sevgililer hemen ayrılıyor, aşklar hemen bitiyor, sende hemen bitme, hemen gitme, benim ol ama sevgilim olma.

18 Nisan 2012 Çarşamba



Gömleğin tüm düğmelerini yanlış iliklemek gibi bazı insanları sevmek. En başından beri yanlış yaptığını sonuna gelmeden anlayamıyorsun.

9 Nisan 2012 Pazartesi

 İnsanlardan nefret etmemizin gerekliliğini, en yakınlarımız öğretir hep. Çağlar boyu bu böyle oldu. Zamanın cebinde geriye kalan bütün çağlarda da böyle olacak..

6 Nisan 2012 Cuma



"... Bir gün kendimden de vazgeçtim ve sonra anladım ki hiçbir şey vazgeçilmez değil. Buna insanın kendisi dahil..."

4 Nisan 2012 Çarşamba


Ki beklemek en korkunç halidir yaşamın,
Hiç kimse en sevdiğini bile böyle sabırla,inanarak beklemez..

2 Nisan 2012 Pazartesi



Gün gelir hayat aldıklarını geri getirir diye bekleyenlerdenim .O gün ne zaman bilmiyorum; elimde bavulum biletim bekliyorum .Alıp çekip gidicem buralardan .

31 Mart 2012 Cumartesi

Ygs'ye son 1 adım

    Hayatımın dönüm noktası derler ya hani ; tam da öyle. Yarın benim icin cok önemli.Ygs yeni hayatım için atacağım en büyük adım.. Yarın büyük gün , yarın çok büyük gün !
 Bu sınava hazırlanan, emek veren  herkese yarınki sınavda basarılar diliyorum. Herşey gönlünüzce olsun..
 
Ve insan herşeyini kaybettikten sonra kendini hatırlaması şahsı adına büyük onurdur. ve sen bir palyaçoydun,ağlarken gülmek senin işin,arkana dönüp bakman hayıflanman palyaçoların işi değil. 'palyaço' ve öyle de kalacaksın...

26 Mart 2012 Pazartesi

14 Mart 2012 Çarşamba


13 yaşındaydım. Hastanede yatıyordum, can sıkıntısından bir şeyler düşünüyordum. Soyut objeler, görüntüler... Bir seferinde bedeni yer yer çatlak, sararmış bir yaprak olduğumu düşünmüştüm. Dalımdan koptuğumu, yere düşerken bir rüzgarın beni alıp başka bir tarafa sürüklediğini, o rüzgarın gücü azaldığında başka yönden gelen bir rüzgar beni başka bir yöne sürüklediğini... Sonra büyüdüm. O gördüklerim hayal değilmiş.

12 Mart 2012 Pazartesi

Artık seninle biz düşman bile değiliz..

En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayayım diye
en güzel günlerimin bu üç mel’un adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını..
En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
biri o,
biri ötekisi.
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince...
Yazıyorsun.
Okuyorum.
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar
beraber geçmiş günlerimiz var;
senin
ve benim
en güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim,
ebediyete,
ben o günleri.
Sana gelince, sen o günleri
-kendi oğluyla yatan,
-kızlarının körpe etini satan
bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek,
ve üç yüz papellik rahat için...
En güzel günlerimin
üç mel’un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
biri ötekisi.
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince;
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün.
Ne ben sana kızarım,
ne de zatın zahmet edip bana küssün.
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz!
Nazım Hikmet Ran

2 Mart 2012 Cuma


"Rakı içilmeyecekse, kavunla peynir niye var? Sigara içilmeyecekse, yağmurla çay? Madem aşık olunmayacak, kadınlar ve adamlar niye? Madem büyük yanlışlar ve acayip maceralar olmayacak, niye hayat?"

                                                                                                                     Ece Temelkuran

Eski Mi ? Eskimeyen Mi?

''Eski Sevgili'' diye bir şey yok arkadaşım. Mesela Eski Bira , Eski sigara diyomuyuz hiç. Hele eski sevgiliye Dönmek kadar saçma birşey yok , Bitmiş bir Parfüm şişesine Su koyup tekrar tekrar dibini görmek gibi bir şey oluyo. Gittikçe benliğini kaybediyo , Kokusunda bile bir değişiklik oluyo , Senin benimsediğin koku başka kokulara dönüyo artık.Hiç bir 'Eski' şey 'Yeni olamaz' artık hayatımızda..
Sen eskisin , Ama ben eskici değilim mesela.

29 Şubat 2012 Çarşamba

Canım Babama

 Bugün 28 Şubat .. Benim hayatımın en önemli günlerinden biri bugün. Canım babacım , en gercek askım , en kıymetlimin doğum günü. Babamı o kadar seviyorum ki tarif bile edemiyorum; şöyle birşey de varki ifade de edemiyorum ,ama bildiğim bişey varsa onu ne kadar çooook sevdiğimdir.Kız çocukları  büyüdükçe daha da bağlanıyor babasına, ben her sene bunu daha iyi anlıyorum .Babam benim herşeyim, bitanem o benim. Kız çocuklarının ilk kahramanıdır ya babaları, ve  sonra aslında tek kahramanları olduğunu da anlarlar.
    Ben babamın ''biricik''i , ''ılgınella '' sı (sindirella dan gelir bu küçükken bana ılgınella derlermis :) bizde gittikçe benimsedik ) , ''köftesi'' olmaktan o kadar mutluyum ki, ne kadar büyüsemde öyle kalıcam galiba dimi canım babacığım :) Babama sunuda ifade etmek isterim ki Simge'si dogduktan sonra sanki birazcık papucum dama atıldı :( Ama olsun yine de bu sevgi bana yeter.
.Hep babis bana sunu derdi; hepinize sevgi aynı ama o kücük sadece ona ilgi farklı :) tamam babacım öyle olsunn :) Zamanında hata yaptıgım seni üzdüm babacım. Ama şu an senin için yapıyorum herşeyi inan ki.. Sana daha layık bi evlat olmak bütün gayem. Bu yüzden çok çalısıyorum babacığım. Zamanında benden istediğin ama benim olmadığım yerde olucam . Her gençte olur ( burada bahane üretme modu : on )  ergenlik dönemlerinde ;ailesiyle biraz kopar uzaklasır , soğukluk olur biraz .. Ama simdi hersey düzeliyro aklımın iplerini tutabiliyorum babacım seninde dedigin gibi. Hayatımı artık size göre yönlendircem , siz her zaman benim için ön planda olacaksınız. Söylediğin hiç birşeyi ikiletmiycem canım babam.Söylediğin hiç bişeye olmaz çünkü sen hep benim icin en iyi olanı sen düşünürsün babacığım.Herkesler lütfen  babasının ,ailesinin kıymetini bilsin. Sonra çok pişman oluyorsunuz.. ( tecrübeyle sabittir)
    Ben senin her zaman yanında olucam babacım.Sende benim hep yanımda olacaksın biliyorum.Hayatım sizler veda olsun canım ailem..Babacım seni bi daha üzmeyeceğime söz veriyorum seni çok seviyorum canım babam herşeyim..  Allah sen başımızdan eksik etmesin.
     
  Not: Ben bu yazıyı 28 Şubat gecesi yazmıştım ama işte akılsız kafam , dalgınlık taslak olarak kaydetmişim :)

Pinhani - Yitirmeden

Sarıl her fırsatında o insana arkasından ağlayan olma...



İnsan bazen hayatındaki aslında önemli şeylerin kıymetini bilmez , peki ya sonra ;artık çok geçtir...

27 Şubat 2012 Pazartesi

Zaman Herşeyin İlacıymış..

Zaman hem herrşeyin ilacıymış meğer.. Gün geçtikçe daha da anlıyorum.İnsan isteyince herşeyi yapabiliyor buna inanmak çok önemli. Kendinizi birşeyi yapmaya mecbur kılarsanız acı çekmeden yapıyorsunuz bazı şeyleri. Sonuç mu ? Mutluyum ve huzurluyum son günlerde.. Herşeyden herkesten uzak kalmaya karar verdim çünkü , canımı sıkabilecek herşeyden uzak duruyorum çünkü , kimseyi umursamıyorum çünkü.. Ders çalışıyorum , çalışıyorum , çalışıyorum saatlerce..Hatta sabahlara kadar. Ve yiyorum sürekli 100 kilo oldum :) Ama şikayetci değilim bu durumdan yani bir iki kilo daha almamam şartıyla . Yani şimdi çok iyiyim süperim :) ( bi zamanlar takıntılıydım da bu konu da çok zayıftım çok )
Beni sıkan herşeyi aklımdan çıkardım kendi kendimin psikologu olmun resmen yaa :) Bazen kendimle saatlerce konuşuyorum. Kendimi dinliyorum , kendime öğütler veriyorum. Nede olsa beni benden çok düşünecek kim var ? Beni benden iyi tanıyan ?
 Kendime başka bir şehirde sil baştan çok güzel bir hayat kuracağımı düşünüyorum ve dahada hırslanıyorum , hayatımda böyle inek değildim ben :) Yani ben inek olduysam herkes olabilirr. Kafamdaki düşünceleri atıp derslere motive oldum.
   Bu arada tabii ders çalıştım ama geçen gün bir kaç saatimi de kendime ayırdım ve kuaföre.Arkadaşlarımın yoğun ısrarıyla saçlarımı kızıla boyattım. İyi ki ısrar etmişler çok teşekkür ediyorum onlara buradan. İyiki diyorum inanılmaz yakıştı bu renk bana beni çok farklı, havalı ve güzel gösterdi. Ki her gören böyle diyor. Aman nazar değmesin maşallah diyelim :) Nazar boncuklarımı üstümden eksik etmiyorumm.Kendimi hiç böyle beğenmemiştim ,kendimi geçtim insanların daha çok beğenmesi bana özgüvenimi arttırdı iyice . Havalı havalı geziyorum :D Aynaya bakınca sanki çok farklı bir insan olduğumu çok güzelleştiğimi görüyorum.Ve benim kankitolarım ;saçlarımın rengine yeni imajıma bayıldılar resmen onlarda. Hatta biri utanmasam yazıcam sana dedi :D
 İnsan bazen değişiklikler yapmalı bazı şeylerde ısrar etmemeli bence. Bende bir sarı saç hastalığı vardı ki sarı renklere bayılırdım . Bu renge bayıldığım için bana yakışıyor mu yakışmıyor mu hiç düşünmemişim .Bu yüzden yıllarca çirkin çirkin dolaşmışım :D Yani abartmıyım o kadarda çirkin değildim :P Ama cidden bana yakışmıyormuş.Herkese tavsiyem sarı saçlı olucam diye kendinizi çirkinleştirmeyin yada ne bileyim size pek yakışmadığı halde iddialı renkleriniz varsa daha iddiasız yüzünüze yakışan renkleri tercih edin. Kendi renginizi keşfedin . Tabi bu da deneme yanılma yöntemiyle oluyor. Ben rengimi buldum daha değiştireceğimi sanmıyorumm.Çok güzelim böyle :P Yakında profesyonel fotoğraflarımı koyucam çok güzel bir çekim yaptık. Orada rengimi görebilirsiniz.
  Neyse öyle işte . Benim ders çalışmam lazım . İyi günler..

23 Şubat 2012 Perşembe

İşte Eurovision 2012 Şarkımız : Love Me Back



Oh oh oh baby don't shut me down
- Oh oh oh bebeğim beni reddetme
Give me all the love I need
- Sen bana ihtiyacım olan bütün aşkını ver,
And I'll be gone
- Ve ben giderim uzaklara.
I'm a lonely sailor
- Ben yalnız bir denizciyim.
Drinking the night away
- İçerek geçer gecelerim.
My ship is made from hope
- Benim gemim umuttandır.
She's searching for your bay
- Arar durur senin denizlerini.
Hop on to my ship baby
- Hadi bebeğim atla gemime.
I'll make you fly
- Seni uçuracağım..
You love me and you know that baby
- Sen de beni seviyorsun ve biliyorsun bebeğim
Don't you lie
- Bana yalan söyleme.
Love me like I love you and say na na na...
- Sen de beni seni sevdiğim gibi sev ve de ki na na na
Oh oh oh
We need a bit of Rock'n Roll
- Biraz rock'n roll'a ihtiyacımız var.
Baby don't you crush my soul
- Ruhumu ezme bebeğim.
And make me fall
- Ve beni yıkma.
Hey hey 
Baby love me back today
- Bebeğim, sen de beni sev bugün
Never ever sink my ship
- Gemimi asla batırma
and sail away
- Ve gitme sakın uzaklara
Hop on to my ship baby
- Hadi sen de atla gemime.
I'll make you fly
- Seni uçuracağım..
You love me and you know that baby
- Sen de beni seviyorsun ve biliyorsun bebeğim
Don't you lie
- Bana yalan söyleme.
Love me like I love you and say na na na...
- Sen de beni seni sevdiğim gibi sev ve de ki na na na
Pirates, high seas, cautions, cannons and potions
- Korsanlar, açık denizler, tehlikeler, toplar ve iksirler
A sailor's passion can always conquer the oceans
- Bir denizcinin tutkusu okyanusları fetheder.
Sing with me my children
- Benimle söyleyin çocuklarım
Nan nay, nan nan nan nay nan nan nan nay...

Koton İlkbahar Yaz Koleksiyonu Hazır!

Sezonun en renkli, en tatlı ve en enerjik koleksiyonu Koton’dan… Baharın ılık günlerine taze ve tatlı dondurma renkleri ile giriyor. 1950’li yılların bu şekerimsi renk paletinde kayısı, toz pembe, limon sarı, çilek, lila, mint ve bebek mavisi var. Koton farkıyla baharın en ‘tatlı’ gardrobunu hazırlayabilirsiniz! Tam anlamıyla bayıldımm. Her sezon olduğu gibi bu sezonda harika iş çıkarmış Koton.. Hemen alışverişe çıkıp bir kaç parçayı gardrobuma kazandırmalıyım. Hem şık hem rahat olmak istiyorsanız tam sizlik bunlar. İşte benim seçtiğim birkaç kombinasyon;





22 Şubat 2012 Çarşamba

19 Şubat 2012 Pazar



"İsterdim Kalmasın Kaldığı Gibi. Ama; Amalar Yasak Bize, Keşkeler Kilitli"


"Sensiz takvimleri karıştırıyorum. Günler silik, tarih sanki kelebek. İstersen gelme, adını değiştirecek değilim. Önümde bir bardak, suya yansıyan hâlin bir yudum ve ben ıslak. Öpüyorum kirpiklerinden..."

Biter mi Aşk?



Belki bir yağmur yağar akşama doğru
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım
Aşk da bitti diyordu ya bir şair
Aşk bitti işte tam da öyle . . .

18 Şubat 2012 Cumartesi

...

Özledim...

Yerimmm seni Öss

Öncelikle öss değil ygs yada lys fosil misin diyebilirsiniz. Bizim zamanımızda öyleydi 2 basamaklıydı sınav arkadaşlar ,tercihleride sınava girmeden yapardık biz :P dermişim :) Tabiki değil henüz 20 yaşındayım. Erciyes Üniversitesinde okuyorum.(maalesef) Kayseri'li arkadaşlar kızabilirler ama napim ben sevmiyorum Kayseri'yi. Sevemedim yada..Herkes herşeyi sevmek zorunda değil. Ben elmayı sevmek zorundayım diye elma beni sevmek zorunda mı ? (Burada sacmalamaya başlıyorum). Neyse öyle işte.
    Düşün İzmir'i sevmeyenler var. Yuh işte o kadar yani. Soğuk yer burası bana göre degil ben oyle robocop gibi dolaşamıyorum. Dolayısıyla sürekli bi grip hallerindeyim. Bi depresif haller bi asosyalliklerdir gidiyordu. Resmen hayattan soğumuştum 5 sene burada kalacağımı düşününce. Herneyse , sonra ben sordum kendime neden burada yaşlanayım? Neden mutsuz edeyim kendimi? gibi ... Otur paşalar gibi çalış öss'ye (ygs, lys nasıl istersen seç beğen al ). Daha iyi bir bölüm ,daha iyi bir şehir ohh mis.Aslında bölümümün önü çok açık işin erbabı olan biraz anlayan insanlar hep bunu söylüyorlar.. Ama olmayınca olmuyor işte sevemiyorum nedendir.. Siz siz olun tercihlerinizi yaparken tüm bölümleri kendi üzerinizde bir çok kez düşünün ben işi yapabilir miyim , benden olur deyin. İnsanın üniversite yıllarını güzel geçirmesi için öncelik bölümünü sevmesinden geçiyor bence.Kendime ; Ilgın dedim yaparsın sen bunu.Zaten buraya gelirkende bu yılı geç,seneye sınava hazırlanırım deyip o yıl boyunca boş boş gezip sonra; yaa bende tercih yapayım nolcak, herkes yapıyo(!) deyip gelmedin mi? Evet evet bu sene adam gibi çalışırım istediğim yere giderim hem daha tecrübeliyim dedim ve başladı öss maratonum. İlk iş elime bir ygs matematik kitabı geçti onu çözdüm bitirdim. Sonra bir ara dersaneye gittim , ygs konuları çok ilerlemişti bi süre devam ettikten sonra dersaneyi bırakma kararı aldım. Oturdum , dışarı çıkmadım hatta finallere bile gitmediğim zamanlar oldu. Türkçeyi ve geometriyi bitirdim bu arada.Bi süre iyi çalıştım ama bu ara bi motivasyon eksikliği var nedendir, bilemedim ben onu ama istediğim gibi çalışamıyorum bu aralar ama; yavaş yavaş toparlıyorum sanki
 ne ?  Zor oluyo tabii bazen arkadaşlarım sürekli bi aktivite içerisindeyken aklım gitmiyo değil ama kazanacağım o güzel yeri düşününce diyorum " Emeksiz , yemek olmaz" ...
    Bu arada üzücü bir gerçek varki sınava 1.5 aydan daha az bir süre kaldı maalesef.. Umarım hepimiz konuları bir an önce bitirebiliriz. Ben son 1 ay deneme çözüp eksiklerimi öyle tamamlıycam.Ben daha önce bunu yapmadım demek ki başka yollar denemek gerekiyor :) Aslında bu sınav öyle abarttığımız gibi öcü değil..  Çok basit öyle ki ; yüzde doksanını rahatlıkla yapabiliriz. Tabi arada gıcık sorularda çıkıyor ama onlar çok az. Ve biz her soruya o gözle bakınca abartıyoruz soruyu  ve - bunun cevabı bu değildir -bu olmaz- bu kadar kolay değildir; heralde deyip soruyu irdelemeye, kafamızı karıştırmaya başlıyoruz. Tamam işte yandık ; en basit soru gitti al bakalım..
     Bu sene dersaneye gittiğim sürede geometri hocamla aramda geçen bir diyaloğu anlatayım. Geometri benim için öteden beri bi sorun olmuştu. Geometri yapamıyorum ben deyip işin içinden çıkıyordum. Halbuki geometri korkağın tekiymiş zavallı üzerine gittikçe teslim oldu bana :) cazibeme dayanamadı nihayetinde :P Neyse sadete gelelim ; hocam bana Ilgın nasıl gidiyor geometri  Çalışıyor musun ?filan dedi. Bende evet hocam yapıyorum ,normalde bireyin soruları çok zor gelirdi eskiden.Ama şimdi bayağı iyi yapıyorum dedim. Hocam ne desin Zaten son yıllarda özellikle de bu yıl bireysorularını kolaylaştırdı dedi .Niye mi ?Sınavda zaten sorular kolay geliyor.Ama öğrenciyi zora alıştırınca öğrenci çelişkiye düşüyor ve hata yapıyor dedi.Sadece bir kaç tane sıkıntılı soru geliyor dedi .O yüzden testlerde çok az zor soru var dedi. Ben buna gerçekten katılıyorum sınavda sorunun kolay olmasından dolayı çelişkiye düşüyoruz ve hata yapıyoruz. Sonuç olarak adam cidden  haklı beyler bayanlar..Çantada keklik sorularda gidiyor bu yüzden. Bu arada saat geçenin üç buçuğu benimde iyice uykum geldi cümlelerimiz toparlayamaz oldum. Bu yazımın devamı gelecek mutlaka kimsenin benim hatama düşmesini istemiyorum. Bi sınavzede olarak nacizane tecrübelerimi paylaşmayı istiyorum. Şunu unutmayın ki öss bir maraton koşusu ve bizde birer atletiz. Hızlı çıkan değil bitiş çizgisine yaklaştıkça hızlanan kazanır. Herkese iyi geceler yarın daha tempolu şekilde koşmaya devam...

 Not: Noktalama işaretleriyle ilgili bayağı yanlışlarım oldu farkındayım türkçeyi bitirdim desemde genel anlamda bitirdim yani sadece 2 konu kaldı noktalama işaretleri ve cümlenin öğeleri :)

17 Şubat 2012 Cuma

Unutalım mı ?

İsteyerek unutmak yoktur. Unutmaya mecbur bırakılmak vardır.. Sen ,ben , o...

16 Şubat 2012 Perşembe

Multitap -Demet Evgar Bu Şarkıyı Dinliyorsan




 

Bu şarkıyı dinliyorsan
Bunun bir anlamı olsun
Anlarım ki şu an beni düşünüyorsun
Mesela çok özledin ama söyleyemiyorsun
Ya da benden bir mesaj bekliyorsun
Duyuyorum…
Kalbimiz bir olmuş anlaşılan
Tam da aklımdan geçerken şaşırdım bir an
Söyledim durdum yorulmadan… Yorulmadan
Bu şarkıyı dinliyorsan
Bunun bir anlamı olsun
Anlarım ki şu an beni istiyorsun
Bil ki ben de özledim ama
Söyleyemiyordum sana
Senden bir adım bekliyordum ve sen
Anlıyorsun…
Kalbimiz bir olmuş anlaşılan
Tam da aklımdan geçerken şaşırdım bir an
Söyledim durdum yorulmadan… Yorulmadan
Nananana nananana nanananar
Nananana nananana nananana
Nananana nananana nananana ...







Yarınlarım Ben İstersem Hep Güzel Olur

Bugünü kendim için milat kabul ediyorum.(bazen ciddi anlamda bir miladlara ihtiyac duyuyoruz bu gayet normal ) Kaçıncı miladım bilmiyorum ama milat işte ; bu kez farklı dostum bak.
Hergün kendimi yenileyip geliştiriyorum yani fark bariz ortada. Bazen duygularımdan arınıp tamamen mantığımla hareket edebiliyorum. Bu kolay bişey değil amaa insan isterse oluyoo. Ki benim için hiç kolay olmadı hatta bayağı ağır ödedim bedelini. Ama insanı tecrübeleri büyütmez mi ? İnsan yaadıklarıyla gelişmez mi zaten? Keşke demiyorum artık bazı şeylere mesela. Çünkü keşke demek sadece beni yıpratır. Ama şunu diyorum ;" şimdi olsaydı bunu yapmazdım". Bazı hatalara erken düştüğüm belki daha iyi olmuş çünkü insan büyüdükçe omuzundaki ağır sorumluluk artıyor ve hata yapma lüksün azalıyor.. Ki bu yüzden belki daha kötü etkilenebilirdim. Tamamen çökerdim belki dönüşü olmazdı.. Şuan kendimi tam uçurumdan düşecekken , daha kötüsü bunu kabullenmişken yendi yarattığı mucizeyle oradan kendi imkanlarıyla kurtulmuş biri olarak tasvir edebilirim.  Kazanılmış zaferlerime birini daha katmış gibi :) Her ne kadar şimdilik  mağlup oluşlarım zaferlerime kıyasla ağır olsa da. Ama olsun önümde uzun bir yol var; hepimizin önünde telafi için yeterince zaman dilimi var -istersek olur yani-
Hayatımızın her adımında üzüldüğümü; kırılıp, incindiğimiz dönemler olur ama bunlar geçicidir,tabiki bize bağlı bu. Gözümüzde ne kadar büyüttüğümüzle ilgili.. Çoğu zaman güvendiğimiz dağlara karlar yağar , sonra yine ,yine ,yine yağar en sonunda anlarız ki o aslında bizim güveneceğimiz dağ değildir .Sadece küçük bir kum yığınıdır. ( Bunu anlamak biraz uzun sürebilir sakın pes etmeyin :) ) Neyse, o dağlara güvenmeyeceğimizi anladığımız zaman kendinizin tek güvenceniz olduğu anlıyorsunuz ya , işte hayat öyle başlıyor.Şimdi özgürlüğün tadını çıkarabilirsiniz :) İnsan başkalarına göre yaşamadan, kendi keyfinize göre hatta keyfinizin kahyasına göre yaşabilirsiniz :) hayat sizin hayatınız nihayetinde..
     Bu yolda belki yolunuzun ayrıldığı insanlar olmuştur , ama siz herşeyin hakkını verdiyseniz , üzerinize düşenleri yerine getirdiyseniz , en azından daha fazla emeği göstermişseniz ; ve çok kez yarı yolda bırakıldıysanız üzülmeyin aslında siz yarıyolda kalmamışsınız. Sizin için mutluluk , diğerleri için pişmanlık vakti.. Unutmayın pişmanlık mutluluktan uzak değil ..

14 Şubat 2012 Salı

Aşk


"Aşk, imkansız birçok şeyi mümkün kılar."

Demet Akalın'ın Saç Sırrı

Demet Akalın geçenlerde twitter üzerinden saçlarının kaynak olmadığını etkili bir karışımla saçlarını kurtardığını yazmıştı. Gerçekten çok gür ve hacimli görünen saçları gerçekten hoş duruyordu ben de saçlarının kaynak olduğunu düşünüyordum çünkü eskiden çoğumuz farketmişizdir; saçları çok gür değildi ve çok zayıf görünüyordu. Özellikle gece gezmeleri çıkısında görmüştüm televeziyonda saçlarını toplamıştı , saçlarının arasındaki boşlukları farketmişsinizdir. Ama son dönemlerde saçları çok hoşuma gitmeye başladı. Hele ki saç rengini değiştirince hem gençleşti hem de bu renk ona çok yakıştı. Saçlarının rengi olsun , uzunlığu olsun , gür ve hacimli görüntüsü olsun şimdi gerçekten çok hoş görünüyor.
Saçında sekiz farklı yağ olduğunu söyleyen ünlü popçu, saçlarını canlı ve parlak gösteren kayısı, biberiye, gül, susam, çam terebentin, ısırgan otu, sarmısak, yılan yağı karışımıyla yıkadığını söyledi. İşte Demet Akalın'ın saçlarını kurtaran formül ;

HANGİ YAĞ NEYE İYİ GELİYOR?


ÇAM TEREBENTİN YAĞI:
Saçı besliyor, dökülmesini ve kepek oluşumunu engelliyor. Dipleri kuvvetlendiriyor.

BİBERİYE: Saç dökülmesini önler.

KAYISI:
Saçı gürleştiriyor.

YILAN YAĞI: Saç dökülmesini yavaşlatıyor ve kel bölgeyi tüylendiriyor.

GÜL YAĞI: Saçı besliyor, kepeği engelliyor.

ISIRGAN OTU: Saç dökülmesini engelliyor. Saçlara canlılık ve parlaklık kazandırıyor.

SUSAM YAĞI: En büyük sorunlardan saç kırılmasını engelliyor.

SARIMSAK:
Saç derisine doğru olan kan akışının canlanmasında faydalı oluyor.
 Bende en yakın zamanda deneyeceğim bu formülü bakalım nasıl olacak :) Deneyen arkadaşlarım bana da yazmayı unutmayın olur mu ? :)

Cilt Tazeleyici Maske

Cilt yorgunluğunuzu ortadan kaldırmaya yarayacak maske...
İhtiyacınız olanlar bir şişe sade madem suyu, üç yemek kaşığı bebek yağı ve bir adet limon...

Maden suyunu alalım ve genişçe bir kabın içine boşaltalım. Limonumuzun yarısını maden suyunun içine sıkalım. Son olarak karışıma bebek yağını da ilave edip karıştıralım. Hazırladığımız güzellik karışımını boş bir sprey kutusuna boşaltalım. Günde bir kere kullanmak şartıyla yüzümüze eşit şekilde püskürtelim. Gerçekten harika oluyor bir kaç gündür kullanıyorum.

Gökhan Türkmen - Susma




                                                     Susma veda ederken...
                                                     Biraz gül bir şey söyle giderken..
                                                     Gitme hemen gitme kal...
                                                     Biraz dur daha erken...
                                                        

13 Şubat 2012 Pazartesi

Mariah Carey - My All





                                                              And yet you're so far

                                                              Like a distant star ..

Çekim Yasası : Evrenin Yasası







Çekim Yasası; sizin iyi ya da kötü bir insan olmanla hiç ilgilenmez, düşüncenin iyi yada kötü olmasıyla, seçtiğin cümlenin iyi yada kötü olmasıyla ilgilenmiyor,düşünceyi olumlu olarak algılar ve gerçekleştirmek istediğini varsayarak gerçekleştirir. “Parasız kalmak istemiyorum” cümlesini “parasız kalmak istiyorum”, şişmanlamak istemiyorum” cümlenizi “şişman olmak istiyorum” şeklinde algılar ve onu gerçekleştirir. Bu yüzden cümle kurarken olumsuz cümleler kurmamalıyız. Örneğin; "hasta olmak istemiyorum '' yerine "sağlıklı olmak istiyorum" veya "sağlıklı bir yaşam istiyorum" demek daha doğru olur. Çekim yasası sözün benim için emirdir ve sağlığı sana getirir.


Zihninizde bir şeyi net olarak belirlediğinde, onları kendinize çeken bir mıknatısa dönüşürsün ve isteklerin de size doğru manyetize olur. Hayatınızdaki bir şeyi değiştirmek için, düşünce frekansınızı, yayınınızı değiştirin. Buna öncelikle olumsuz düşüncelerden uzaklaşıp olumlu düşüncerek başlamalısın.Olumsuz düşünceleri zihninden tamamen çıkar ki çekim yasası sana olumsuzluklar getirmesin..


Çoğu kez farkettin mi ? Olumsuz birşey düşündüğünde başına geldiğini? Yada kara kara düşüncelere daldıkça hayatının sürekli olarak kötüleştiğini ? Bunlar böyle zincirleme şekilde devam eder.


Duygularına dikkat edin ve olumsuz hislere sahipsen hemen farkedip olumlu düşünce ile değiştir! Olumlu duygular yaşadıkça (sevinç, minnettarlık ve sevgi...) daha fazla olumlu duygu ve olguyu yaşamınıza çekeceksin. Olumlu duyguları yaşadıkça şükret; mesela "çok mutluyum " bir kahkaha at.






İsteklerinizi gerçekleştirmek Evren’in hiç zamanını almaz.


Evren 1milyon doları da 1 doları da aynı kolaylıkla hayata geçirir. Onun için küçük yada büyük olması farketmez. O da sadece bir emir kulu.. Sen ne istiyorsan her dilediğin, her sözün,düşüncen benim için emirdir der ve sana getirir. Ama senin onun varlığına dair şüphelerin varsa bu durumu tabiki kötüleştirir.Sen sadece olmasını istediğin şeyi düşün ve onun gerçekleşecegine gönülden inan yeter ki, evren mutlaka onu sana getirecektir. Nasıl olur ? Bunun olması mucize olur , mümkün değil deme! Sen çekim yasasına bırak bu onun sorunu sen sadece ve sadece iste.. Olumsuz düşüncelere esir olmazsan ; olacak ...


Zihinde huzur yaratmak için: Günlük 3-10 dakikalık meditasyonla işe başla. Örneğin başlangıçta “düşüncelerimin efendisiyim” cümlesiyle niyet çalışması yaparsan, düşüncelerin üzerinde farkındalık kazanırsın. Zihninde huzur yaratırsan, ona hakim olabilirsin. Düşüncelerine kesinlikle sen hakim olmalısın. Bu en önemli ahahtar. Düşüncelerin farketmeden kontrolünden çıktıysa hemen o düşünceleri durdur ve olumlamaya başla !


Uyumadan önce pozitif ve olmasını istediğin şeyleri düşün.. Çekim Yasası kuvvetleri, biz uykudayken, en son düşündüklerimiz üzerinde çalışır. Uyku süresi boyunca aklındaki düşünceler beyninde tekrarlanır ki olumsuz düşüncelerle uyuduysan belki milyonlarca bu düşünce tekrarlanır ve olumsuzları çok fazlaca çağırmış vaziyette uyanmış olursun..


Şimdi çekim yasasının çalışma ilkesini kısaca açıklayacak olursak ;


En çok düşündüğünü (odaklandığını)


tekrarladığın taktirde (ısrar)


aynı frekansta olarak (benzer benzeri çeker)


zihninde boşluk yaratırsan (huzur) mutlaka gerçekleştirirsin. Unutma.




12 Şubat 2012 Pazar

Susarak Özlüyorum..

"Sadece susarak özlüyorum seni.. Hiç tanımadan; ne garip.. "

En Sevdiğimden : Eternal Sunshine of The Spotless Mind

Eternal Sunshine of The Spotless Mind" kabul ediyorum ki bugüne kadar izlediğim en güzel film.. Yani  öyle ki kurgusu gerçekten beni çok etkiledi. Açıkça söylemek gerekirse 2. defa izlediğimde olayları tam anlamıyla çözebildim. İzleyiciye ilk anda mesajı veren; kolay  filmlerden değil ;yani sizi fazlaca düşünmeye yönlendiriyor. Alışılmışın dışında bir film bence yani özellikle Türk Sinemasıyla kıyaslarsak :)

       Jim Carrey ve Kate Winslet'in oynadığı akıcı görüntüler eşliğinde muhteşem sahnelerden gözünüzü alamayacağınız film; sevdiğini unutmak ve nedenleri karşısında tekrardan tarafsız kalmak üzerine...Borges'in bir zamanlar dediği gibi "unutmak en iyi intikamdır" sözünü tamamen anlatan bir film olmuş bence.


      Kısaca filmin konusu iliskileri kötü bir şekilde noktalanmış iki çiftin ' Lacuna, inc.' adlı bir şirkette birbirlerini ve yaşadıkları bütün anıları hafızalarından sildirmeye çalışmalarını anlatıyor. Geri kalan kısmıyla ilgili bir yorumda bulunmak filmi izlemeyenlere haksızlık olucağından daha fazla bir şey söylemek istemiyorum :) Ama hepimizin filmde kendimizi bulucağı, sevdilerimizle yasadığımız iyi ve kötü her türlü anıyı hatırlayıp, melankoli yaşayacağı, ilişkilere bakış açımızın tamamen degişeceği, mükemmel duygulu, etkileyici bir film olmus.

 

Kesinlikle izlenmesi gerekenlere koyulacak bir film olduğunu , hayatımın akışını değiştirdiğini söylemeden edemeyeceğim. Ayrıca izlemeye karar verirseniz öncesinde kış günlerini yaşadığımız şu dönemlerde kupanızı alın, sıcak birşeyler hazırlayın ve izlemeye başlayın :) şimdiden iyi seyirler